10 Eylül 2008 Çarşamba

Aşk-ı Memnu dedikleri...

Aşk-ı Memnu dizisi, orta yaşın üzerindeki televizyon izleyicileri için önemli bir semboldür. Zira Türk televizyon izleyicisini bundan 34 yıl önce "yerli TV dizisi" ile tanıştırmıştır.



Yani bugünkü dizi bağımlılığını damarlarımıza şırınga eden bu dizidir. Aşk-ı Memnu'nun yeni halini izlerken, çocukluk günlerime döndüm. Hafızamı iyice kurcaladım ama Müjde Ar'ın hülyalı bakışları ve Salih Güney'in bıçkın göz süzüşleri dışında fazla bir şey hatırlayamadım. Demek ki o zamanlar televizyonda ağdalı aşk hikayeleri ilgimi çekmiyormuş... Yeni diziyle eskisini karşılaştırmak için yaşı geçkin dostlarıma danıştım. "Birinci bölüme çok fazla sayıda olay sıkıştırmışlar" dediler. Bunun nedenini anlamakta güçlük çekmedim. Zira bir dizinin ekranda tutunabilmesi için birinci bölümün çok çarpıcı olması gerekiyor. Yani ilk salvoda bütün güllelerinizi savurmazsanız, savaşı kaybedebilirsiniz. Bu nedenle kadın, kızını evlendirirken damattan zarf içindeki parayı "cart" diye almalı ki, daha ilk bölümde onun ne malın gözü olduğu anlaşılsın. Eğer bunu üç-dört bölüme yayarsanız, sabırsız Reyting Hazretleri'ni kızdırırsınız. Bir de konakta piyano çalmalar, sandal sefaları, uzun uzun göz süzmeler artık mazide kaldı. Bunlar klasik Türk romanının vazgeçilmezleriydi. Dizi, günümüze uyarlanırken biraz daha modernleştirilebilirdi. Oyunculuklar içinde en çok Nebahat Çehre'nin performansını beğendim. İhtiraslı, paragöz, entrikacı anneyi mükemmel canlandırmış. Tiyatroya meraklı olmayan televizyon izleyicileri ise bugüne kadar dizilerde hep sert karakterleri canlandıran Selçuk Yöntem'i bu "mutedil dalgalı" haliyle yadırgamış olabilirler. Ay Yapım etkisinden midir, yoksa müziklerin aynı bestekarın elinden çıkmasından mıdır bilmem ama Aşk-ı Memnu bende çokça Dudaktan Kalbe çağrışımı uyandırdı. Yaratıcılığı törpüleyen, "fabrikasyon üretim" dir. Benim gözüm ekranlarda daha "butik" çalışmalar arıyor. Bütün bunlara rağmen Aşk-ı Memnu'nun yolunun çok açık olduğuna inanıyorum. Peki o zaman bunca eleştiri niye? E, artık malumunuzdur, ben sevdiğim dizileri daha çok hırpalarım...

Yüksel Aytuğ / Sabah

Hiç yorum yok: