4 Eylül 2008 Perşembe

Aşk-ı Memnu 33 yıl aradan sonra ekranda

Halit Ziya Uşaklıgil’in aynı adlı romanından televizyona uyarlanan "Aşk-ı Memnu" (Yasak Aşk), günümüze uyarlanmış haliyle 33 yıl aradan sonra bir kez daha izleyiciyle buluşuyor.

İlk bölümü Kanal D’de bu akşam ekrana gelecek olan dizinin ayrıntılarını, başrol oyuncuları Selçuk Yöntem, Nebahat Çehre, Kıvanç Tatlıtuğ ve Beren Saat anlattı.

SELÇUK YÖNTEM

Adnan tam bir İstanbul beyefendisi

n Selçuk Bey, siz bu yasak aşk hikayesinin neresindesiniz?

- Sanırım en başında... Benim canlandırdığım Adnan karakteri, kendinden yaşça küçük bir kadınla evleniyor. Bu durumun hem kendi çocuklarına hem de karşı tarafın ailesine getirdiği zorluklar oluyor.

n Pişman olacak mı Adnan Bey yaptıklarından?

- Bunu hep birlikte göreceğiz. Ama tabii herkesin yaşayacağı pişmanlıklar olacak dizide.

n Siz 33 yıl önce çekilen "Aşk-ı Memnu"yu izlemiş miydiniz?

- Herkeste televizyon yoktu o zamanlar, bu yüzden çok azını izleyebilmiştim. Ama kitabını okumuştum tabii... Bizim senaristlerimiz de bu kitabı öyle güzel değerlendirip ele aldılar ki, ortaya çok güzel bir senaryo çıktı.

n Adnan’ı daha önce Şükran Güngör canlandırmıştı...

- Evet, kendisi çok takdir ettiğim ve beğenerek izlediğim bir sanatçıydı. İki sene önce Kenter Tiyatrosu’nda Yıldız Kenter’le beraber bir oyunda sahne almıştım. Yıldız Hanım’ın üzerinde bir mont vardı. "Ne güzel bir montunuz var" dedim. O da "Bu mont rahmetli Şükran Güngör’ündü ama beğendiysen senin olsun" diyerek o montu bana verdi. O gün bu gündür saklarım o montu. Bu da güzel bir anıdır benim için.

n Adnan nasıl bir karakter peki?

- Eşini kaybetmiş, iki çocuklu bir adam. Çok güçlü kudretli görünse de aslında çok duygusal biri. Dürüst bir insan, tam bir İstanbul beyefendisi... Düzgün bir hayat sürüyor ama kendinden yaşça küçük bir kıza aşık oluyor ve evleniyor.

n Siz diğer oyuncuların performansını nasıl buluyorsunuz?

- Burada herkes kendi başına bir değer. Herkes çok uyumlu. Çok güzel bir kadro kuruldu bu dizi için ve tüm oyuncular elinden gelenin en iyisini yapıyor. Zaten ekip uyumlu olduğu, iş sevildiği zaman hiç problem çıkmıyor.

n Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

- Biz bu dizi furyasında elimizden geldiği kadar iyi bir iş çıkarmaya çalışıyoruz. Ama tabii hayat sadece diziden ibaret değil. İnsanların birbirleriyle kaynaşacağı başka sanatsal etkinlikler de var. Mesela tiyatro, opera, sinema... Ben, yaşamı ne kadar sanatsal etkinliklerle paylaşırsak sorunların o kadar azalacağına inanıyorum.

NEBAHAT ÇEHRE

Rolü kabul etmekte tereddüt yaşadım

n Nebahat Hanım, siz dizi ekibine nasıl dahil oldunuz?

- Beni bu rol için uygun görmüşler, teklif getirdiler. Aslına bakarsanız karakter beni ilk başta korkuttu, çünkü çok sivri ve pek sevilmeyecek bir karakter Firdevs... Ama seyirci entrikalardan hoşlanıyor, bu yüzden belki sevilebilir de...

n Peki siz hiç bu kadar entrikacı bir rol üstlenmiş miydiniz daha önce?

- Hayır, bu kadar sivri bir karakteri daha önce hiç canlandırmamıştım. Bu rol ilk başta beni çok korkuttu, hatta kabul etmemeyi bile düşündüm. Ama daha sonra profesyonelce baktığımda ben bir oyuncuyum, her türlü kalıba girmeliyim dedim ve kabul ettim.

n Firdevs karakterini daha önce Neriman Köksal oynamıştı. Siz tanışmış mıydınız kendisiyle?

- Benim sinemaya ilk başladığım yıllardı, tanışmıştım kendisiyle. Çok alımlı ve güzel bir kadındı, dünyanın en tatlı insanıydı. Neriman Köksal’ın bu rolü nasıl canlandırdığını bilmiyorum. Etkisinde kalmamak için izlemedim.

n Aşk-ı Memnu kitabını okudunuz mu peki?

- Gençliğimde okumuştum, ama şimdi olayları çok iyi hatırlamıyorum.

n Daha önce sinema ve tiyatro vardı hayatınızda. Şimdi sizi hep dizilerde görüyoruz...

- Ben yaklaşık 20 sene ara verdim. Gelen her teklifi reddediyordum. Sonra "Yedikuleli Mihriban"la geri döndüm. Ardından da "Haziran Gecesi"yle bir patlama oldu zaten.

n O dizi sizin için ikinci bahar oldu diyebilir miyiz?

- Evet, öyle oldu. Aslında kızıyorum bazen kendime neden bu kadar ara verdim diye. Ama sonunda sevdiğim işe döndüm ya, önemli olan bu...

n Çok mu seçicisiniz?

- Evet, özellikle de dizilerde... Çünkü dizi sinema gibi değil, çok çabuk tükeniyor. Bu yüzden de seçici olmam, aynı zamanda yüzümü de eskitmemem gerekiyor. Maalesef oyuncuların bir şanssızlığı var, bir rolü oturttuğunuz zaman insanlar sizi hep o kalıba sokuyorlar.

KIVANÇ TATLITUĞ

İmajımın değişmesinden korkmuyorum

n "Aşk-ı Memnu", Kanal D için çektiğiniz üçüncü dizi... Öncelikle hayırlı olsun diyelim...

- Teşekkürler. Evet Kanal D’de üçüncü dizi oldu. "Gümüş" ve "Menekşe ile Halil"den sonra şimdi de "Aşk-ı Memnu"da oynuyorum. Kanal D ile çalışmak benim için büyük mutluluk.

n Nasıl oldu da bu projeye dahil oldunuz?

- Önceki dizilerde canlandırdığım Mehmet ve Halil karakterleri, aşkının peşinden koşan, sevdiği kadın uğruna her şeyi göze alan, romantik adamlardı. Şimdiki karakter tam ters köşe oldu benim için. Yapımcımız Kerem Çatay teklifi getirdiği zaman Behlül’ün çok ilginç bir karakter olduğunu anladım ve bunu oynamam gerektiğini düşündüm.

n Behlül, evin zengin ve züppe oğlu değil mi?

- Behlül, Adnan’ın uzak akrabası, ama onun hamiliğinde yalıda yaşıyor. Müthiş bir egoya sahip olan, dış görünüşüne çok dikkat eden, insanların kendisini taklit etmesinden aşırı derecede haz duyan, ileri derecede çapkın, paraya gerektiği kadar değer veren, içinde de fazlasıyla şeytan tüyü barındıran bir karakter. Çok güzel inişleri çıkışları olan bir rol.

n İlk iki projede herkesin seveceği karakterleri canlandırdınız, ama anlattığınız özellikleriyle Behlül bu imajınızı biraz değiştirecek. Bundan korkmuyor musunuz?

- Olabilir, ama bundan korkmuyorum. Sonuçta güzel bir karakter, gerçekle de hiçbir alakası yok. Bu durumda ben neden karamsarlığa kapılayım ki? Önceleri ufak bir tepkiyle karşılayabilirler çünkü daha önce oynadığım karakterler kuzeyse, bu karakter güneyi gösteriyor. Ama sonra alışacaklardır.

n 33 yıl önceki versiyonunda Behlül karakterini Salih Güney canlandırmıştı. O diziyi izleme fırsatınız oldu mu?

- Salih Bey’in önceki işlerini takip ediyordum, çünkü onlarla büyüdük. Ama "Aşk-ı Memnu"da kendisini izleyemedim.

n Ne zamandır bu dizinin hazırlıkları devam ediyor?

- Aşağı yukarı 30 gündür çalışıyoruz. Proje başlamadan 15-20 gün önce karakter üzerinde çalışmaya başladım. Romanı okudum. Kısa bir dönem yeni karakter geçişleri için İpek Bilgin ile çalıştım.

n Çok güzel bir kadro oluşturulmuş. Çekimler nasıl gidiyor peki?

- Bir grup oyuncu arkadaşımız biz çalışmaya başladıktan 20 gün sonra ekibe dahil oldular, ama çabuk kaynaştık. Bizim setimiz çok keyifli. Umarım böyle de devam eder.

BEREN SAAT

Müjde Ar’ın üstüne çıkmak zor olacak

n "Aşk-ı Memnu"nun teklifi size nasıl geldi?

- Benim dört senedir dizi çekimlerim devam ediyordu. Ayrıca bu yaz bir de film çekimim vardı. Bu yüzden bu sene dizide rol almayı hiç düşünmüyordum. "Aşk-ı Memnu" için beni mart ayında görüşmeye çağırdılar. O zaman ortada senaryo yoktu. Bana kitabı ve daha önce çekilen altı bölümü verdiler ve bu diziyi dönem dizisi olarak çekmeyeceklerini söylediler. Ben de günümüze uyarlanınca çok iyi olmayacağını düşündüm. Ama sonra karşıma öyle güzel bir senaryo çıktı ki, kabul etmemek elde değildi. Bir de benim bu zamana kadar oynadığım karakterlerden daha farklı olması beni çok cezbetti.

n Bihter nasıl bir rol?

- Dişiliği ön planda , anneyle büyük bir çatışması var. Zaman zaman içten pazarlıklı. n Bihter rolünü daha önce Müjde Ar canlandırmıştı. Bu yüzden bir baskı hissediyor musunuz?

- Orta yaşlı insanların hatırında Müjde Ar’ın canlandırdığı rol var. Benim için onun üstüne çıkmak zor olacak.

n Bihter dediğiniz gibi çok dişi bir karakter. Sizi bu rolde görenler yadırgayabilir, ne dersiniz?

- Daha farklı karakterleri canlandırmam kariyerim açısından bana çok büyük fayda sağlar. O yüzden içim rahat...

Hiç yorum yok: